"I Now Walk Into The Wild"

"İki yıl süresince dağ taş dolaştı. Telefon yok, havuz yok, ev hayvanı yok, sigara yok.
Sonsuz bir özgürlük.
Sınır tanımayan bir maceracı.
Evi yollar olan ve güzelliklere yolculuk yapan bir seyyah.
İşte şimdi iki yıl süren bir başıboşluğun ardından, en son ve en büyük maceraya başlamanın zamanı gelmişti.
İçindeki sahte kişiliği öldürmek için heyecanı doruğa ulaşan bir savaş ve galibiyet sonucu ruhsal dönüşümün başarıyla tamamlanması.
Medeniyet tarafından daha fazla zehirlenmemek uğruna kaçtı ve yabanda kaybolmak uğruna ıssız doğada tek başına dolandı."

Alexander Supertramp Mayıs 1992

Christopher Mc Candless'ın kendisine taktığı isim buydu, Alexander Supertramp. Christopher 1990 ılında Emory üniversitesinden mezun olduktan sonra, o güne kadar biriktirdiği 24 bin doları, yanında "tüm birikimim burada, bununla açları doyurun" yazılı bi notla Oxfam'a bağışlayarak, kafasındaki medeniyetten kaçış projesi için yola koyuldu.
Bir süre arabasıyla yol aldı, daha sonra arabasını terk edip, üzerindeki son bir kaç doları da yakarak yoluna para ve arabası olmadan devam etti.
Christopher'ın çıktığı bu yolculuğun nihai amacı Alaska'ya giderek, oradaki vahşi doğayla iç içe yaşayabilmekti. Bunu kısa bir süreliğinede olsa başardı.

Into the wild, Christopher Mc Candless'ın gerçek yaşam hikayesidir. Sean Penn'in yönettiği (aynı zamanda senaryosunu da yazmıştır) bu film, John Krakaur'un 1996 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Ancak romanda, hikaye sondan başlayarak anlatılmış, filmde ise kötü haber sonraya bırakılmıştır.

Bu film hakkında yazılıp çizilecek çok şey olmasına rağmen ben burda filmin tamamını yorumlamak yerine bir kaç ayrıntı üzerinde durmak istiyorum. Bunun nedeni ise, bir kaç forumda filmin sonuyla ilgili yapılmış yorumlar.

Konusunu yukarda kısaca özetlediğim filmin sonu gerçekten boğazımızda düğümlenen bir dramla noktalanıyor. Bu sonla ilgili en önemli sahne olarak gördüğüm Christopher'ın ailesiyle kucaklaşmayı hayal ettiği sahne bir çok kişi tarafından, bu hayalin Christopher'ın o an içinde bulunduğu durum yüzünden kurulduğunu, normal şartlarda böyle bir şeyi istemeyeceğini savunuyor. Oysaki bu yorumu yapmak için, filmin Christopher'ın geri dönmeye çalıştığı bölümünü kaçırmış olmak gerekir. Christopher dönmek istedi, ama dönüş yolunun üzerinde bulunan nehrin sularının yükselmesi sebebiyle "Magic Bus" ına geri dönmek zorunda kaldı. Bence bu andan sonra Supertramp orda istemeyerek kaldı.

Tabi bu yorumlarda, namı değer Alexander Supertramp'a geri dönme isteğini yakıştıramamanın, kafalarda yaratılan kahramanın gerçekleştirdiklerine gölge düşürmek istememenin de payı var.

Bununla birlikte filmde hoşuma giden bir yığın ayrıntıdan birisi de, yolculuğu sırasında yolunun bir şehre düşmesi ve orda bir gece bile olsa kalmaya tahammül edememesi. O karmaşa içersinde, tam bir yabancı gibi ortada kalması.

Ayrıca Supertrampın kitap okurken kullandığı gözlüğe, nehirde karşılaştığı Danimarkalı deli çifte ve filmin müziklerine bayıldım. Bu film için bundan daha iyi şarkılar yazılamazdı. Soundtrackin büyük bir kısmını Eddi Vedder (Pearl Jam) hazırlamış ve hayatının şarkılarını yazmış diyebiliriz. "Society" ve "No Celling"i filmden sahneler eşliğinde aşağıda dinleyebilirsiniz.

Soundtrackteki diğer parçalar;

setting forth
far behind
rise
long nights
tuolumne
hard sun (indio)
the wolf
end of the road
guaranteed


Into the wild ayrıca 9, 11, 20 Nisan tarihlerinde İstanbul Film Festivalinde de gösterilecek.
IMDB


0 yorum: