yasalar kimin için yazılıyor?

Yasa, TDK Türkçe sözlüğünde “Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun” olarak açıklanmış. Yani uyulması gerektiği için okunduğu zamanda anlaşılır olması gerekir, aksi taktirde anlamadığımız bir kurala nasıl uyabiliriz öyle değil mi. Ama öyle değil. Az biraz hukukla ilgilenmiş, en azından ders geçmek için de olsa hukuka çalışmış insanlar bilir. Örneğin Borçlar hukukuna çalışılacak isek, ya da herhangi bir konuda Borçlar Kanununa danışmamız gerekiyor ise, bunu tek başımıza yapamayız. Çünkü hala “fi tarihinden” kalma bir dille kaleme alınmışlardır. Günümüz Türkçecine çevirmeye kimse gerek duymamıştır. İşte tam da bu konuyla ilgili olarak geçenlerde Hürriyet gazetesinde Bülent Sarıoğlu bir haber yaptı. TBMM’de 23 Ocak 2008’de kabul edilip, 8 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve 170 kanunda 640 madde değiştiren 5728 sayılı yasadan bahsediyor haber. Yani daha dumanı üstünde bir yasa metninden bahsediyoruz. Haberde söz konusu yasayla ilgili birkaç madde örnek verilmiş, bende burada sizinle paylaşıyorum. Bakalım içinizden bu maddeleri anlayacak olan çıkacak mı.

  • Mecra dahilinde her ne suretle olursa olsun balık saydgahı tesis edenler ef’ali mezkureden tahaddüs edecek zarar ve ziyanı tazminden maada mahalli mülki amir tarafından İkiyüzelli Türk Lirası idari para cezasıyla cezalandırılır.

Yani; alan içinde ne şekilde olursa olsun balık av yeri kuranlar, bu eyleminden dolayı ortaya çıkan zarar ve kaybı ödemenin yanısıra 250 lira idari para cezasıyla cezalandırılır. (tabi balık av yeri kuran adama ef’ali mezkureden tahaddüs eden zarar var derseniz 250 Ytl yi almak zorlaşabilir ya da en azından para cezasını tahsil etseniz bile adamın neyle suçlandığını bilmeye hakkı yok muJ )

  • Bilamüsaade mecraların tarafeyn süddelerinde fetha ve mehaz küşat edenler ile süddeler üzerine tarih ihdas edenler…

Yani; izinsiz alanların etrafında su kaynağı kuranlarla, yakınlarında yol açanlar…

  • Hakim, senedin münkire aidiyetine karar verdiği taktirde münkiri talep vukuunda davanın teahhuru sebebiyle diğer tarafın maruz kaldığı zararı tazmine mahkum eder.

Yani; Hakim, senedin, inkar edene ait olduğuna karar verirse, inkar edeni talep edilmesi halinde davanın geciktirilmesi sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı ödemeye mahkum eder.

  • Bu kanunun ahkamına tevfikan icrayı sanat salahiyeti olmayan veya her ne suretle olursa olsun icrayı sanattan memnu bulunan bir tabip sanatını icra ederse…

Yani; Bu kanun hükümlerine uygun olarak mesleğini yapma yeterliliği olmayan veya ne şekilde olursa olsun mesleğini yapmaktan yasaklanan bir hekim mesleğini yaparsa…

Örnekler bu şekilde devam edip gidiyor. “Üstelik aynı yasada, Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun’daki değişiklikle, adli para cezası düzenlenmesi de ilginç bir ironi oluşturdu.” Yani ilk para cezasını yasayı kaleme alanlara verirlerse şaşmamak gerekir, çünkü konuştuğumuz dil Türkçe ise bu yasa metinleri hangi dilden, eğer yasa metni Türkçe ise bizim konuştuğumuz dil nece?

Tabii merak edilen bir başka konuda, bu yasa metinlerini oylayan sayın milletvekillerimizin ne kadarının bu metinleri okurken anladıkları. En azından insan neyi oyladığını bilmek ister.

Son olarak tasarıyı hazırlayan alt komisyonun başkanı AKP Milletvekili Hakkı Köylü’nün açıklamasına yer verelim; “Kanunun üstü sonu başka dil olunca insicam (uyum) kayboluyor kopuyor. Hukukçular bile zor anlıyor, ama uygulayanlar biliyor. Yeni bir düzenlemeyle lüzumsuz olanları kaldırmak lazım”

Kanun metinlerinin üstünün de sonun da günümüz Türkçesine çevrilmesi dileğiyle.