Lost Hakkında

Malum dizi, yoksa malum muamma mı demeliyim, bilemiyorum kararsız kaldım. Ancak gerçek olan şu ki, bende izliyorum.
Lost, izlemeye yeni başlayan birisi için, bir uçak kazası ile sonuçlanan tipik ıssız ada mahkümiyeti gibi görünse de, daha ilk bölümünden, adanın aslında sıradan bir ada olmadığı mesajını hemen veriyor. Ve sonraki bölümlerde dizi bize sonsuz bir merak bahşediyor:)
Burda dizinin konusu hakında bilgi verip tanıtıcı mahiyette bir yazı yazacak değilim. Bölümler hakkında olacakları söyleyip henüz izlemeyenlere kazık atacak da değilim. (bu 3. sezona kadar izlemiş olan arkadaşlar için geçerli. Hala ilk üç sezonu izlemekte olanlar yazının geri kalanını okumasınlar) Sadece Lost hakkında gelişmeleri ve düşüncelerimi burdan paylaşmak istiyorum hepsi bu.

Lost izleyenlerin öncelikle, ilk üç sezonda biriktirdikleri çok zengin bir soru işareti koleksiyonları oldu. Bu kadar soru işaretinin üst üste birikmesi (yan yana da olur) ve hiçbirinin tam anlamıyla cevaplanmamış olması, Lost izleyicilerinde biraz baygınlık yaratmış olacak ki, dizinin reytingleri birazcık düşmüş. (sırf bu yüzden 2010'da biteceği duyurulan dizinin finalinin daha erkene alınması bile görüşülüyormuş)

Diziyi izlerken biz Lost izleyenlerin iki temel soru işaretimiz var. Birincisi, dizinin konusu gereği olan, bizi acaba ne olacak ne olacak diye meraklandıran ( ki bazıları meraklarından lost teorisyeni olmaya kadar götürdüler işi) sorular. Diğeri de, acaba dizinin son bölümü geldiğinde bütün bu merak ettiklerimiz için tatmin edici cevaplar alabilecekmiyiz sorusu.

Bu ikinci soru daha önemliydi ve yapımcılar bir süre önce bu konuda garanti verdiler, soru işareti kalmayacak, her şey çok güzel olacak benzeri açıklamalar yaptılar.

Ancak 3. Sezonda öyle bir final olduki, belkide dizinin en büyük soru işareti olan, ve birçoğu için diziyi izleme nedeni olan bir soruya cevap verildi.

"Kazazedelerimiz adadan kurtulabilecekler mi?"

3. Sezonun sonunda gördük ki meşhur "flash back" lerin yerini artık "flash forward" lar alıyor ve bu "flash forward"lar da görülüyor ki kahramanlarımız adadan kurtulabiliyorlar. (ama kurtulmakla sorunların çözülmediği muhakkak :) Bu cevap belkide bazılarına diziyi seyretmeyi bıraktırdı:)

Benim merak ettiğim bir başka konu da, yazarların ne kadar ilerde olduğu ya da Lost'un tamamının yazılıp yazılmadığı. Yapımcılar bu "flash forward"ların en başından beri tasarlandığını belirtiyorlar. Peki dizinin ne kadarı tasarlanmış ve yazarlar Lost'un sonunu biliyorlar mı? (bu soruları burda sormanın bi anlamı yok biliyorum:))

Geçtiğimiz ay sonunda "Lost Nasıl" adlı kitabı çıkmış olan Bahadır İçel'in yukardaki sorulara cevabı şöyle;
Bütün "cevaplar belli ve dizide gücünü bu sağlam cevaptan alıyor zaten" (ikna olmamak) "gibi bir olasılık yok." Ancak "Elbette, zeki izleyici bütün bu soyut sorulara somut cevaplar verilemeyeceğini de biliyor"

Ne yalan söyliyim bu son cümle beni biraz üzdü:) Bu açıklamayla, yeterince zeki bir izleyici profili oluşturamadığım kanısına vardım:) Nedeni basit. Ben olabildiğince "somut" bir final istiyorum. Finalini izlediğimiz o gün, "ama... ama... larla başlayan cümleler kurmak istemiyorum:)
Neyse şimdilik bu kadar, ama bu yazı bitmez. Ona göre organize olun!!!:)
Ben 4. sezonun 5. bölümünü izlemek üzere çekiliyorum

Bu arada Lost ile ilgili her nevi şey paylaşıldı. Ben de Lost oyuncaklarına ulaşabileceğiniz linki veriyorum:) Bakında ne şirin şeyler:)