
Ancak konumuz bu değil. Dünkü yazımı okuyanlar üşütüp yataklara düştüğümü tahmin edebilmişlerdir. İşte bu olağanüstü hal bugün de devam etti. Bende kendimi iyi vakit geçirmek adına bu tür filmlere verdim. Çünkü bu tür filmleri izlediğimde içimde gerzek bir mutluluk hissi oluşuyor. Zaten çoğunlukla mutlu bir şekilde sonlanan bu filmlerin ardından, sakil bir gülümseme yüzümü kaplıyor:) Genellikle sabun köpüğü diye tabir edilen bu filmleri ben "hoş boş zaman geçirgeçleri" olarak tanımlıyorum. Çünkü kafanız dağılıyor, fazla bir şey düşünmeniz gerekmiyor, canınızı sıkmıyor. Sadece izliyorsunuz ve mutlu oluyorsunuz. Zaten ertesi günde filmi unutmuş oluyorsunuz:)
Aslında bu unutmuş oluyoruz kısmı biraz adaletsiz oldu. Unutmadıklarım da var. Örneğin You've Got Mail benim için çok önemli bir filmdir. Sebebini pek fazla bilmiyorum ama belki de beni en fazla mutlu eden film budur. Beş belki de altı kere izlemişimdir ama bir kere daha hiç çekinmeden izlerim. Bir sıralama yapmak niyetinde değilim ama You've Got Mail birinci sıradaysa While You W

Bir de bu tür filmleri çekmeyi meslek haline getirmiş, bu filmlerden ekmek yiyen oyuncular var:) Mesela Ben Stiller ya da Adam Sandler gibi. Bende dün gece, izlediğim kaçıncı Ben Stiller filmiydi bilemiyorum ama bir yenisini daha izledim. Ben Stiller hep kendini tekrar eden filmlerin adamı. Hep komik kargaşalar, yanlış anlaşılmalar, hep aynı mimikler vs. ama sonuç itibariyle onu eleştirecek değilim. Dün gece görevini yerine getirdi mi getirdi, beni eğlendirdi mi eğlendirdi gerisi bu en sümüklü halimle umrumda değil.
Bahsi geçen film, 2007 model "The Heartbreak Kid". Gecenin 2 küsüründe oturup bu filmi izledim ve sonra rahat bir uyku çektim. Ne baş ağrısı kaldı ne burun tıkanıklığı. (tabii bunda saatin 5 olmasının da payı var:))
Bugün 11 buçuk gibi uyandım ve hala iyileşmemiştim. Kahvaltı da iki fincan kadar ıhlamur çayı içtim, boğazlarım biraz rahatladı. Baş ağrısı içinde bir aspirin aldım. Sağa sola bakınarak biraz vakit geçirdim. D
aha sonra beş portakal dan mütevellit bir portakal suyu eşliğinde "No Reservation"ı izlemeye koyuldum. Eğer bir "romantik komedi"de ismi sağlam bir oyuncu var ise böyle hastalık zamanlarında iyi birer yatırım oluyorlar. Bu filmin sağlam ismi Catherine Zeta-Jones'du. Hafif dozda dramatik öğeler içerse de beni yine mutlu etti burdan emeği geçenlere teşekkür ediyorum:)
Konu romantik komedi olunca bir kaç ismi daha anıp bu yazıyı bitiriyorum. Notting Hill, Love Actually, 50 First Kiss, Along Came Polly, Duplex vs vs vs
Aslında bu tip çok film varmış gerçekten, vazgeçtim saymaktan çoğunu seviyorum işte anmıyim tek tek:)

Konu romantik komedi olunca bir kaç ismi daha anıp bu yazıyı bitiriyorum. Notting Hill, Love Actually, 50 First Kiss, Along Came Polly, Duplex vs vs vs
Aslında bu tip çok film varmış gerçekten, vazgeçtim saymaktan çoğunu seviyorum işte anmıyim tek tek:)