Gypsi


Barcelona dün Gypsii adlı yeni bir network sitesinin tanıtımına sahne oldu. Bu yeni sitenin en büyük özelliğini, cep telefonu bilgilerini kaydedebildiği üyelerinin nerede olduğunu göstermesi oluşturuyor.
Özellikle Türkiye'de üzerine binlerce geyik çevrilecek bir sistem olduğu su götürmez bir gerçek:)
Merak eden arkadaşlar için hemen linki vereyim. http://www.gypsii.com/
Aramızda her daim nerede olduğu bilgisini paylaşmak için gönüllü olan var mı?

Reklamlar...

Reklam denilince akla bir çok şey gelebilir ancak benim aklıma ilk gelen yaratıcılık oluyor. Her ne kadar televizyon reklamcılığıyla aram nahoş olsa da yazılı basında ya da internet ortamındaki (tabii bunlara duraklardaki reklamları ve caddelerdeki büyük reklam panolarını da ekleyebiliriz) reklamlarla ilgilendiğimi itiraf etmeliyim. Çünkü tek bir resimde, bir afişte veya bir fotoğrafta bir şeyin anlatılması bir filme göre daha zor ve belki biraz daha fazla yaratıcılık gerektiriyor.
Söz konusu bu yaratıcılık, aynı bugün olduğu gibi, özel günlerde daha bir kendini gösteriyor ve firmalar arasında bir yarış halini alıyor. İşte ben de bugün bu yarıştan birkaç örneği sizinle paylaşmak istiyorum.
Bugün gazetelerde gördüğüm ilk sevgililer günü reklamı TTNet’e ait. Fonda belli belirsiz, flu görünen bir mouse ve onun kalp şeklinde dolanmış kablosu. Herhalde biz sizi büyük bir aşkla bağlıyoruz demek istemişler:) Ya da ne biliyim, nefretle değil aşkla, sevgiyle bağlan da olabilir. Şaka bir yana bence fena olmamış, sade ve hoş bir çalışma olmuş.
Vodafone gibi piyasaya büyük iddialarla girmiş olan bir firmanın sadece “bu fiyata aşık olacaksınız” diye günü geçirmesinden hoşlanmadım, bence daha çok çalışmaları lazım:)
Gel gelelim canımız ciğerimiz her şeyimiz olan Türk Telekom’un reklamına. O da yarım sayfa boyutunda verdiği reklamında özene bezene yazdığı aşk logosunun altına “onun ev ve iş telefonunu ezbere bilmektir” diye bir tanım yapmış. Yoruma gerek yok, fena olmamış diyelim ve geçelim.
Dodge da verdiği reklamda, kırmızı arka plan üzerine kırmızı nitro modelini koymuş ve etrafına da Eros (aşk tanrısı) oklarını serpiştirmiş. Fena bir fikir olmamakla birlikte, bence okların otomobile saplanmış olması daha etkileyici olurdu:)
Tam sayfa reklam alan chakra “aşk, bulutlara dokunabilmektir…” sloganı altına kalp şeklinde bir bulut resmetmiş altına da bir metin eklemiş. Tam sayfa reklam alan bu firmanın, gelecekte daha yaratıcı olmasını temenni ediyorumJ
Hoşuma giden reklamlar arasında bir de banvit reklamı var. “Ali gel” fişinin sol alt köşesinde, Cin Ali’nin aşkı olduğunu tahmin ettiğim bir kızımız ağlıyor. “Hep ilk aşk gibi yaşayacak ve hiç ayrılık olmayacak aşklara” da reklamın sloganı. Banvit bizi bu mutlu günde ayrılık acısıyla vurmuş. “Ali gel” fişinin bu anlamda kullanılması hoşuma gitti ama hüzün barındıran ortamlardan da pek hazzetmiyorum, ne desem bilemedim bu reklam için.
Bir çok reklamın bugüne ait tek özelliği, olağan reklamlarını sağa sola kalp ve çiçek motifleri serpiştirerek yapmış olmalarıydı ki bence çok gereksiz.
Favorime gelince. İsminin avantajını çok iyi kullanarak yaptığı reklamla gönlümde taht kuran (tabii ki kurmadı abartıyorum) alfa romeo. Eski, bol tuğladan yapılmış bir binanın balkonundan aşağıya bakan bir Juliet, ve aşağıda da güzel, park halinde kırmızı bir Romeo. Bu reklamı her sene yapabilirler bence problem olmazJ
Daha bir sürü gözümden kaçan reklam vardır mutlaka ama bugün, oturayım da şu reklamları bir araştırayım, akabinde de bir yazı yazayım düşüncesinde değildim. Gazetelere bakarken bu Alfa Romeo reklamı dikkatimi çekti, sonra diğerlerine de baktım ve bu yazıyı yazdım. Doğrusu çok gerekli de değildi, bu yazısız da bir çoban süzgeci olabilirdi. Nokta
.